Paylaş.
Küreselleşmenin ekonomik etkileri üzerine bir bakış açısı da benden.
İflas eden batan, telefon markaları 2014 kaybolan mobile markaları neden bu sürece girdiler nerede hata yaptılar ?
Son 10 yıldır bir sihirli kelimedir dillerde. globalleşme yani küreselleşme, yani dünya artık küçük bir köy mü oldu ?
Evet şimdi bu süreci bir 20 yıl öncesine giderek 10 yıl ile iki aşamada günümüze gelerek ters bir bakış açısı ile tespit etmek istiyorum. 20 yıl önce dünyadaki yine birden falza devlet vardı, birden fazla devletin kendine özgü bir dili vardır. ve bu devletlerin çok büyük üretim yapan dünya ticaretine mal üreten satışı yapan firmaları da vardı .
20 yıl önce yine ingilizce ortak global bir anlaşma dili olarak dünyaca kabul ediliyordu. Peki değişim 10 yıl sonra neyle başlandı nasıl hızlandı. dünya devletleri arasındaki ilişkiler sadece belli okuyabilen üst seviyedeki kültüre sahip insanların geldiği belirli iş politik kademeler ile sağlanıyordur. yani daha kısır bir döngü vardı diyebiliriz.
Şöyle ki ülkemizde 20 yıl önce uçağa binebilenler sadece belli bir zümreydi. Binme den ziyade binme ihtiyacı olanlarda belirli bir zümreydi. bunun bir çok nedeni vardı zenginelr uçağa binebiliyordu çünkü uçağa binmek lükstü zengin olsada yurt dışı için gitmek için dilbilmek gerekiyordu buda zenginlik ile kolejde okuma ve bir dil sahibi olabilmek için belirli bir okuldan mezun olma gibi kıstasları yapmış olmayı gerektiriyordu. ve böylelik ile dış ticaret kültürüne sahip belir li bir zümre yine dışarıya mal ihrac edebiliyor veya ithal edebiliyordu aslında bir nevi kısır bir tekelleşmeden bahsedebiliriz. bu tüm dünayda tüm ülkeler için hemen hemen böyleydi. cahillik (dil bilmemezlik, eğitim kültür seviyeleri) bağlamında dünyaya karşı bir cahiliik söz konusuydu. aslında tüm insanlar dünyayı tanıyordu tüm dünyadaki ülkelerin farkındaydı ama oralara en fazla bir TV kutusundan edindikleri bilgi ile haberdar olabiliyor yahut okudukları bir gazete dergi , radyo ile bilgi alabiliyordu. bazende gürbete giden akrabalarının ziyaretlerindeki oralar avrupa nasıldılı sohbetlerde…
dünya malları japon,alman,amerika mallari 100 yıldır bizim en ücra köşemiz olan köylere bile (küçümseme manasında değil lojistik yanını kastediyorum) bir şekilde ulaşıyordu . alman marka saat, alman marka dürbün, japon markası radio, japon tV leri . şimdi Tükiye yi göze alalım dünyada 20 yıl önce teknolojik olarak bilgi sadece bir kaç devlet ve o devletin nam salmış bir kaç markasında hakimdi örnejin TV denilince akla Japon SONY , hollanda phlips, alman grunding gbii firmalardı 10 taneyi geçmezdi bu ürünleri üreten firmalar. başka kimse üretemezdi çünkü bunu üretecek eğitim bilgi birikim ve teknoloji bir geçmişin getirdiği bir kültür birikimiydi gibi düşünebiliriz.
Türkiyenin ticari kalbi olan istanbul dünya markalarını getiren bir türkiye giriş kkapısıydı. ve buradanda türk ticaret tüccarları anadoluya pazarlama usulü ile satış yapıp son noktaya kadar ticaretin ulaşmasını sağlıyorlardı.
düzen belliydi türkiye gibi teknolojide gelişmemiş ülkeler gelişmiş ülkelerin mallarını ithal ederdi ve tüm ülkesindeki halkı bunu kullanırdı fazla seçenek yoktu 3, 5 marka arasında tekelleşmeye mahkum edilmiş kullanım vardı .
siz bir şeyi almak için seçim değil zaten ihtiyaçtan zorunlu alırdınız alırdık. son 10 yıla kadar ne oldu ,
TV , Radyo dergi ,gazete, mecmua işlerinin yerine iletişim çağı denen, o çağ açıldı. tarih 1995 gösterdiğinde internet denen bir kelime cümle içinde kullanılmaya başlandı. evet bilgisayarların icadından çok internet ile yayılması düm herkezin herşeyden haberdar olmasını tetikleyen eriştiren imkan veren bir gelişme bize gelmesini beklediklerimizi zorulu almak yerine araştırma imkanıda sundu. Bununla beraber eğitim sevieysi tüm dünyada doğru orantı ile müthiş bir artış sağladı bir çok kişi ingilizceyi internet kullanımı bilgisayar kullanımı ile yabancı sitelerde ürün araştıracak akdar bilgi seviyesine eriştir.
Bütün olay dünyanın herkesin herkesi iletişime girmesi ile başladı diyebilirim . iletişim (cominication) gelişmesi bence bu sürecin en temel tetikleyicisidir. sonra insanlar para kazanmaya başladı zenginleşti. herkes herşeyi bilir oldu. bilgi artık çokta değerli birşey değildi. Bilgi bilinir bir şey olunca herkes teknolojiyi kapalı bir erişilmez bir bilgi kutusu sanıyordu. artık dünayada herkez teknoloji üretebilir hale geldi ve markalar çoğaldı çoğaldı. artık 20 yıl önceki o ne üretsek satarız zihniyetindeki büyük teknoloji dev firmaları geçmişlerindeki 50 yıllık ticaret yapma kültüründeki rehavete kapılmaya başlamışlardı. artık rakipleri vardı ama önemsemiyorlardı. hep sattık satarız diyorlardı. hatta istanbul daki kapıdan geçen malı anadolu ya satmaya çalışan ticaretinin de işi zorlaşmıştı işte bu hızlı değişim fark etmek yeni dünya değişikliğine adapte olanlar ticari varlıkalrını sürdürebilecek diğerleri ise isterse 100 isterse 1000 yıllık geçmişi olsun çok kısa sürede yok olabileceklerini görenler yoluna devam etti göremeyenler ise battı iflas etti küçüldü yok oldu . tamda süreç böyle başlamıştır 10 yılda da yeni dünya düzeni gelmişti.
Ciddi bir rekabet pazarlama reklam ve süreklü kendini yenileme ve hızlı üretim . az maliyet gibi kavramların tamamnını yetk pare yönetebilenler ticarette üretim noktasında ayakta kalabilecekelrdi. üretim yapmayan sadece alıp satan satıcı ticari firmalarda günceli taki petmeleri gerekiyordu. Artık stok denen birşeyde yoktu dünya bir çok alternatiften sununulan seçenekleri kendi iradesi ile araştırp (internetten) istediğini alabiliyordu. bir tık ile dünaynın öbür ucundan ürün siparişi verebiliyordu. eskiden yaptıkalrı TV yi 5 yıl aynı modeli satma stoklama işi yalan olmuştu. stok kavramı yoktu… değişim hızla halen devam etmekte ve ilerlemekte aslında bu bir hortum girdap gibi içine sürekli birilerini alıp yutacak ve sağlam direnci olanlar ayakta kalacak.
şimdi teknolojik bir kaç örnek firmanın hakim olduğu piyasayı nasıl kaybettiğini ve hatta bu firmaların yeni değişen küreselleşme illetinde nasıl hortumun içine girerek battıklarını sizlere birkaç herkezinde yakınen tanıdğı marka ve firmalar ile örnekleyeceğim.
Hatırlarmısınız Walkman denen birşey vardı. yürüyen adam aslında yürürken müzik dinlemek için kullanıla portatif bir teyp ten bahsediyorum. İşte sony klasik teyp lerin taşınabilir versiyonlarını üretti ve ürün dünya genelinde tuttu.
dünyada sony aiva, gibi bir kaç markadan başkasının kültürü yapamaya bile yetmedi . dünyaya yılarca dünyanın waklman ni sattılar. Aynı şekilde TV da kalite denince akla sony gelirdi. şimdi kim walkman alır ? ihtiyaç varmı .
ihtiyaç aslında yüzyıllardır vrdır ve sürekli gelişen farklılıklaşan bir durumdur ihtiyaç insan hayatını değiştirmesi ile doğru orantılı değişkenlik arz eder. sony nin dümyadaki mobil halde müzik dinleyen kitleye hakim olmasını Apple toch pad ler ile yok edeceği sony nin aklına gelir miydi ? waklman ürünü apple bitirmiştir. artık tüm walkmanciler apple toch cıydı .aktörler yer değiştirmiştir.
Mobile dünyada hiç adını duymadığımız markaları dünyaca ünlü birer marka olmasına bir çok markada şahit olduk ama bu süreçte sonra bir anda batmaları iflas etmeleri ve isimlerinin silinmleride son yıllarda çok sık rasladığımız bir durum.
Yazımda iflas kelimesi tam anlamıyla kabul etmeyenler olabilir ama bir marka kar ediyorsa kendini neden satsını size hatırlatmak isterim.
Evet şirketler büyümek için dahada büyümek için şirket birleşmeleri şirket evililikleri yaparlar ama yükselen ivmede de bunlar olur. Yani gücü elinde tutma rakiplere karşı piyasada güçlenmek için daha çok para kazanmak için şirketin devamlılığı için bunu yaparlar.
http://www.karadere.com/blog/2015-yilina-damga-vuracak-mobil-telefonlar-neler-2015-bekledigim-telefon-modelleri.html
VN:F [1.9.22_1171]
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
VN:F [1.9.22_1171]
Oca 16 2015
Şirketlerde globalleşme etkileri ? küresel ekonominin güçlükleri ? İflas eden batan, telefon markaları 2014’ün kaybolan mobile markaları
Paylaş.
Küreselleşmenin ekonomik etkileri üzerine bir bakış açısı da benden.
İflas eden batan, telefon markaları 2014 kaybolan mobile markaları neden bu sürece girdiler nerede hata yaptılar ?
Son 10 yıldır bir sihirli kelimedir dillerde. globalleşme yani küreselleşme, yani dünya artık küçük bir köy mü oldu ?
Evet şimdi bu süreci bir 20 yıl öncesine giderek 10 yıl ile iki aşamada günümüze gelerek ters bir bakış açısı ile tespit etmek istiyorum. 20 yıl önce dünyadaki yine birden falza devlet vardı, birden fazla devletin kendine özgü bir dili vardır. ve bu devletlerin çok büyük üretim yapan dünya ticaretine mal üreten satışı yapan firmaları da vardı .
20 yıl önce yine ingilizce ortak global bir anlaşma dili olarak dünyaca kabul ediliyordu. Peki değişim 10 yıl sonra neyle başlandı nasıl hızlandı. dünya devletleri arasındaki ilişkiler sadece belli okuyabilen üst seviyedeki kültüre sahip insanların geldiği belirli iş politik kademeler ile sağlanıyordur. yani daha kısır bir döngü vardı diyebiliriz.
Şöyle ki ülkemizde 20 yıl önce uçağa binebilenler sadece belli bir zümreydi. Binme den ziyade binme ihtiyacı olanlarda belirli bir zümreydi. bunun bir çok nedeni vardı zenginelr uçağa binebiliyordu çünkü uçağa binmek lükstü zengin olsada yurt dışı için gitmek için dilbilmek gerekiyordu buda zenginlik ile kolejde okuma ve bir dil sahibi olabilmek için belirli bir okuldan mezun olma gibi kıstasları yapmış olmayı gerektiriyordu. ve böylelik ile dış ticaret kültürüne sahip belir li bir zümre yine dışarıya mal ihrac edebiliyor veya ithal edebiliyordu aslında bir nevi kısır bir tekelleşmeden bahsedebiliriz. bu tüm dünayda tüm ülkeler için hemen hemen böyleydi. cahillik (dil bilmemezlik, eğitim kültür seviyeleri) bağlamında dünyaya karşı bir cahiliik söz konusuydu. aslında tüm insanlar dünyayı tanıyordu tüm dünyadaki ülkelerin farkındaydı ama oralara en fazla bir TV kutusundan edindikleri bilgi ile haberdar olabiliyor yahut okudukları bir gazete dergi , radyo ile bilgi alabiliyordu. bazende gürbete giden akrabalarının ziyaretlerindeki oralar avrupa nasıldılı sohbetlerde…
dünya malları japon,alman,amerika mallari 100 yıldır bizim en ücra köşemiz olan köylere bile (küçümseme manasında değil lojistik yanını kastediyorum) bir şekilde ulaşıyordu . alman marka saat, alman marka dürbün, japon markası radio, japon tV leri . şimdi Tükiye yi göze alalım dünyada 20 yıl önce teknolojik olarak bilgi sadece bir kaç devlet ve o devletin nam salmış bir kaç markasında hakimdi örnejin TV denilince akla Japon SONY , hollanda phlips, alman grunding gbii firmalardı 10 taneyi geçmezdi bu ürünleri üreten firmalar. başka kimse üretemezdi çünkü bunu üretecek eğitim bilgi birikim ve teknoloji bir geçmişin getirdiği bir kültür birikimiydi gibi düşünebiliriz.
Türkiyenin ticari kalbi olan istanbul dünya markalarını getiren bir türkiye giriş kkapısıydı. ve buradanda türk ticaret tüccarları anadoluya pazarlama usulü ile satış yapıp son noktaya kadar ticaretin ulaşmasını sağlıyorlardı.
düzen belliydi türkiye gibi teknolojide gelişmemiş ülkeler gelişmiş ülkelerin mallarını ithal ederdi ve tüm ülkesindeki halkı bunu kullanırdı fazla seçenek yoktu 3, 5 marka arasında tekelleşmeye mahkum edilmiş kullanım vardı .
siz bir şeyi almak için seçim değil zaten ihtiyaçtan zorunlu alırdınız alırdık. son 10 yıla kadar ne oldu ,
TV , Radyo dergi ,gazete, mecmua işlerinin yerine iletişim çağı denen, o çağ açıldı. tarih 1995 gösterdiğinde internet denen bir kelime cümle içinde kullanılmaya başlandı. evet bilgisayarların icadından çok internet ile yayılması düm herkezin herşeyden haberdar olmasını tetikleyen eriştiren imkan veren bir gelişme bize gelmesini beklediklerimizi zorulu almak yerine araştırma imkanıda sundu. Bununla beraber eğitim sevieysi tüm dünyada doğru orantı ile müthiş bir artış sağladı bir çok kişi ingilizceyi internet kullanımı bilgisayar kullanımı ile yabancı sitelerde ürün araştıracak akdar bilgi seviyesine eriştir.
Bütün olay dünyanın herkesin herkesi iletişime girmesi ile başladı diyebilirim . iletişim (cominication) gelişmesi bence bu sürecin en temel tetikleyicisidir. sonra insanlar para kazanmaya başladı zenginleşti. herkes herşeyi bilir oldu. bilgi artık çokta değerli birşey değildi. Bilgi bilinir bir şey olunca herkes teknolojiyi kapalı bir erişilmez bir bilgi kutusu sanıyordu. artık dünayada herkez teknoloji üretebilir hale geldi ve markalar çoğaldı çoğaldı. artık 20 yıl önceki o ne üretsek satarız zihniyetindeki büyük teknoloji dev firmaları geçmişlerindeki 50 yıllık ticaret yapma kültüründeki rehavete kapılmaya başlamışlardı. artık rakipleri vardı ama önemsemiyorlardı. hep sattık satarız diyorlardı. hatta istanbul daki kapıdan geçen malı anadolu ya satmaya çalışan ticaretinin de işi zorlaşmıştı işte bu hızlı değişim fark etmek yeni dünya değişikliğine adapte olanlar ticari varlıkalrını sürdürebilecek diğerleri ise isterse 100 isterse 1000 yıllık geçmişi olsun çok kısa sürede yok olabileceklerini görenler yoluna devam etti göremeyenler ise battı iflas etti küçüldü yok oldu . tamda süreç böyle başlamıştır 10 yılda da yeni dünya düzeni gelmişti.
Ciddi bir rekabet pazarlama reklam ve süreklü kendini yenileme ve hızlı üretim . az maliyet gibi kavramların tamamnını yetk pare yönetebilenler ticarette üretim noktasında ayakta kalabilecekelrdi. üretim yapmayan sadece alıp satan satıcı ticari firmalarda günceli taki petmeleri gerekiyordu. Artık stok denen birşeyde yoktu dünya bir çok alternatiften sununulan seçenekleri kendi iradesi ile araştırp (internetten) istediğini alabiliyordu. bir tık ile dünaynın öbür ucundan ürün siparişi verebiliyordu. eskiden yaptıkalrı TV yi 5 yıl aynı modeli satma stoklama işi yalan olmuştu. stok kavramı yoktu… değişim hızla halen devam etmekte ve ilerlemekte aslında bu bir hortum girdap gibi içine sürekli birilerini alıp yutacak ve sağlam direnci olanlar ayakta kalacak.
şimdi teknolojik bir kaç örnek firmanın hakim olduğu piyasayı nasıl kaybettiğini ve hatta bu firmaların yeni değişen küreselleşme illetinde nasıl hortumun içine girerek battıklarını sizlere birkaç herkezinde yakınen tanıdğı marka ve firmalar ile örnekleyeceğim.
Hatırlarmısınız Walkman denen birşey vardı. yürüyen adam aslında yürürken müzik dinlemek için kullanıla portatif bir teyp ten bahsediyorum. İşte sony klasik teyp lerin taşınabilir versiyonlarını üretti ve ürün dünya genelinde tuttu.
dünyada sony aiva, gibi bir kaç markadan başkasının kültürü yapamaya bile yetmedi . dünyaya yılarca dünyanın waklman ni sattılar. Aynı şekilde TV da kalite denince akla sony gelirdi. şimdi kim walkman alır ? ihtiyaç varmı .
ihtiyaç aslında yüzyıllardır vrdır ve sürekli gelişen farklılıklaşan bir durumdur ihtiyaç insan hayatını değiştirmesi ile doğru orantılı değişkenlik arz eder. sony nin dümyadaki mobil halde müzik dinleyen kitleye hakim olmasını Apple toch pad ler ile yok edeceği sony nin aklına gelir miydi ? waklman ürünü apple bitirmiştir. artık tüm walkmanciler apple toch cıydı .aktörler yer değiştirmiştir.
Mobile dünyada hiç adını duymadığımız markaları dünyaca ünlü birer marka olmasına bir çok markada şahit olduk ama bu süreçte sonra bir anda batmaları iflas etmeleri ve isimlerinin silinmleride son yıllarda çok sık rasladığımız bir durum.
Yazımda iflas kelimesi tam anlamıyla kabul etmeyenler olabilir ama bir marka kar ediyorsa kendini neden satsını size hatırlatmak isterim.
Evet şirketler büyümek için dahada büyümek için şirket birleşmeleri şirket evililikleri yaparlar ama yükselen ivmede de bunlar olur. Yani gücü elinde tutma rakiplere karşı piyasada güçlenmek için daha çok para kazanmak için şirketin devamlılığı için bunu yaparlar.
http://www.karadere.com/blog/2015-yilina-damga-vuracak-mobil-telefonlar-neler-2015-bekledigim-telefon-modelleri.html
By Burhan KARADERE • Bilişim - IT Haber, Programlama - Software • 0 • Tags: battı, ekonomi, etti, iflas, küresel, marka, Mobile, satıldı, sebepleri, telefon, zorlukları